Girona, İspanya

Pirene Dağları'nın eteğine doğruydu rotamız.

Catalan kültürün, ben de burdayım dediği bir şehre uğrayıp dönecekken Barcelona'ya ve bir şiirlik zaman kalmışken Fransa'ya anlatmaya başladım. Hoş geldiniz Girona 'ya...

Hem ortaçağ engizisyonu ve bunun devamındaki sürgünler hemde İspanya iç savaşındaki İsyankar ruhun en ateşli yaşandığı dönemde, bu dar sokaklar nelere şahit olmuştu da hikayem anlatamadan yarıda kaldı.

Ağlayan bir gitar ve uzaktan sesini dinleye dinleye bir merdivenin başında bulduğum Daniel. Sanki gitar çalmıyordu da bir şey anlatıyordu. Çalmıyordu da dert yanıyordu. Dayanamadım oturdum merdivenin diğer ucuna. O anlattı ben dinledim. Ben dinledikçe o çalmaya devam etti ve kalbi acıtan her ne varsa hepsinden birazcık söyledi.

İşte böyle zamanlarda bu ağıt dolu şarkılar yüzünden hikayem hep yarım kalır. Kelimelerim de zamansız son bulur...

Söylenilen şarkılar yerine ulaşır mı bilmem, adına şiir yazılmış tüm kadınlara selam olsun...

Not:

Gittiğiniz her yeni yer, gördügünüz her yeni şey, her farklı kültür, her farklı yapı ve her farklı renk, duyduğunuz her yeni söz ve gezerken attığınız her adım,

hayatınıza sağlık ve huzur, yüzünüze gülücük olarak geri dönsün!